[vc_row][vc_column][vc_column_text]
BETANYA EVİ
Menderes Caddesi N. 38 – PK 19
50240 Uçhisar / Nevşehir
Tel : +90 (0)535 9277823
[/vc_column_text][vc_column_text]
On altı asır öncesinde Kapadokya’da Hristiyanlık, tüm zamanlarının en parlak dönemini yaşıyordu. Zulümlerin sona ermesiyle birlikte, öncesinde gayrimeşruluk statüsünden sonrasında meşru din payesine ve İmparatorluğun resmi dini olarak geçiş yapan, çeşitli dini sapkınlıkların yayılmasının akabinde teolojik düşüncelerin canlanmasının yaşandığı IV. yüzyıl bir dönüm noktası haline gelmişti.
O dönemlerde Doğu’da Anadolu, keşişliğin anayurdundan biri idi; azizlik ve kültür bakımından ilk sıralarda yer alan şahsiyetler buralarda yetişiyordu ve itibarlı okulların makamı idi; iyilikte ve yenilikçi pastoral tecrübelerde övünüyordu. O bölgelerde, Kapadokya hem doğal hayranlık uyandıran güzellikleriyle hem de teologlarının önemiyle kendini belli etmekteydi.
Orası, Kilise Babaları’nın en büyüklerinin doğuşunu görme şerefine de nail oldu: Kayserili Aziz Basilius, kardeşi Nissa’lı Gregorius ve Nazianz’lı Gregorius, Kutsal Ruh’un Kişiliği üzerine teolojik çalışmalarda çok önemli bir rol üstlenen şahsiyetlerdir. Onların yanı sıra, etkileyici bir sayıda münzevilerden, örneğin genç azizler Sisinius, Martirius ve Aleksander gibi rahipler, keşişler ve müjdeciler, İtalya’nın Trentino bölgesine İncil’i müjdelemek üzere çağrıldıklarında Val di Non’da katledilerek şehit edilmişlerdi. Artık İncil müjdeleme faaliyeti başlamıştı ve bu üç aziz, Trentino’nun koruyucu azizleri haline gelecekti!
Bu üç genç Aziz Müjdeci’nin şehit edilişinin bin altı yüzüncü yıldönümünde, Trento Episkoposu, Uçhisar Kapadokya’da küçük bir dua kardeşliği için ev açarak, Trento Kilisesi’nin Anadolu Kilisesi’ne minnettarlığını ifade etmek istedi. Bu davranışın belirtici amacı, Trento’nun İncil armağanını almış olduğu o topraklar ile olan bağını kurmak idi. Nihayetinde, Kapadokya kelimesinin Farsçadan anlamı “Güzel atlar Ülkesi,” özellikli peri bacalarıyla ün salmış, tüm dünyadan turistlerin ve hacıların uğrak yeri olan bu topraklara yerleşenler üç kişiydi. Bu sayede, Ala (TN) yerleşiminin Aziz Valentinus Kardeşliği adı altında bu kardeşler, yılın dokuz ayında, duadan, işlerden, ev komşuları ve geçiş güzergahı üzerindeki hacılarla olan diyalogtan oluşan sade bir keşişlik tarzıyla Uçhisar’da varlıklarını sürdürmeyi seçtiler.
Bugün, yirmi iki yıl sonra, Aziz Valentinus Kardeşleri, sayılarının azlığından dolayı bu topraklardaki hizmetlerinin güvencesini artık sağlayamaz oldular.
Halihazırda Anadolu Piskoposu, masalsı bir çekici görünüme sahip manzarasıyla –UNESCO Dünya mirasında kabul görmüş– bu güzel topraklardaki mevcudiyeti devam ettirmek isteyen kişilerin arayışı içindedir. Dua ile bütünleşmiş ve ruhsallık aşılanmış bir toprak. İşte bu nedenle, birçokları, çeşitli din mensupları, buranın çağrısını hissetmekte ve temaşa ruhlu bir sessizlik arayışı için buraya gelmektedir.
Bununla birlikte, Mart ayından Ekim ayına kadar, -münferit ve grup halinde- duada ve Efkaristiya Ayin kutlamasında bir araya gelecekleri bir şapel talep eden hacılar da eksik olmamaktadır.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]